Bahçeli’den Esad’a: Hâlâ vakit geçmiş değil, Türkiye’yle ön şartsız diyalog önce kendi hayrına, sonra da ülken çıkarına

“`html

T24 Haber Merkezi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye’deki artan gerginlikler ve Türkiye’nin sınırında yaşanan hareketliliği ele aldığı grup toplantısında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad‘a önemli bir çağrıda bulundu. MHP lideri, “Esad, Türkiye ile ön koşullara dayanmayan bir diyalog başlatmalı; bu yalnızca kendi iyiliği için değil, aynı zamanda ülkesinin menfaatleri açısından da gereklidir” şeklinde konuştu.

Bahçeli, “Tel Rıfat’taki alçaklardan temizlendikten sonra Menbiç’in de aynı akıbete uğrayacağını ümit ediyorum.” diyerek dikkat çekti. Ayrıca, “Sınırlarımızın hemen yanında faaliyet gösteren terör örgütlerinin ortadan kaldırılmasını istemeyen DEM Parti’nin nerede durduğunu kestiremiyor olması ve terörle arasına mesafe koymaktan kaçınması, doğru bir yaklaşım değildir. Bu durum, demokrasinin ve hukukun ihlali anlamına geliyor.” diyerek eleştirilerini sürdürdü.

Bahçeli’nin Suriye ile ilgili açıklamaları şöyle:

“Esad’ın, Türkiye ile ön koşul olmadan ilişki kurması, hem kendi yararına hem de ülkesinin çıkarları için elzemdir.”

Suriye, mevcut durumda üçte iki oranında kontrol dışı kalmış ve egemenliği ağır yaralar almış bir devlet konumundadır. Buhranlar içinde kıvranan ülkenin esaret altında kalması, toprak paylaşımına yönelik çatışmaların ne denli trajik sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir. Esad, Türkiye’nin uzlaşma ve diyalog çağrılarına yanıt vermemekte ısrar etmiş, toprakları kaybolan, askerleri intihar eden bir lider profili çizmektedir. Ülkesinin acil durumlarla dolu hâlini göz ardı ederek, Türk askerinin terörle mücadele çabalarını görmezden gelmekte ve sürekli geri adım atmamız için baskı yapmaktadır. Bu yaklaşımın başlıca sebepleri arasında Baas zihniyeti yer almaktadır ve durumun vahameti gün gibi ortadadır. Türk devletinin, başka bir ülkenin topraklarında gözünün olmadığı açıktır; ancak vatan topraklarımıza göz dikenlerin tehdidi karşısında duruşumuz ise kararlı olacaktır. Suriye’deki bölücü terör faaliyetlerinin sona erdirilmesine kadar, huzur ve güven ortamını kurmayı başaramadığımız sürece, Anadolu topraklarını risk altında bırakmak bize göre kabul edilemez.

“Başka çıkış yolu kalmamıştır”

Bu durum gerçekleşmeden, başta uluslararası güçler olmak üzere birçok aktörün menfaatlerinin çarpıştığı mıntıkaları terk etmek, felakeTe davetiye çıkarmak anlamına gelir. Türkiye’ye saldırgan bir yaklaşım içinde olanlar, ABD ve Rusya gibi güçlere karşı ses çıkarmaktan çekinmektedir. Türk milletinin bekası, adalet anlayışı ve duyarlı bir yönetim anlayışına ihtiyaç duyması kaçınılmazdır. Türkiye ile Suriye arasındaki diplomasi ve diyalog süreçleri, dış etkenlerden bağımsız bir biçimde ilerletilmelidir. Başka bir çözüm ve alternatif kalmamıştır. Terörle mücadelede iş birliği, hak ve hukuka saygı, Suriyelilerin evlerine dönüşünün desteklenmesi ve sınır ticaretinin yeniden canlandırılması acilen gerekmektedir.

Esad’a çağrı: Türkiye ile ön koşulsuz iletişim kurmak, hem kendi yararınadır hem de ülkesinin çıkarları için önemli bir adımdır!

Biz, Suriye’nin maruz kaldığı durum için umut beslemiyoruz. Suriye’nin çıkarlarını kaybetmiş olmasının ve parçalanma riski altında olmasının, ülkenin egemenliğini tehdit ettiği aşikardır. Biz, tüm bu olumsuzluklar arasında kaybolmuş bir devlet yapısının etrafında dönen kirli oyunların içinde yer almak istemiyoruz.

“Esad yönetimi mantığını gözden geçirmelidir!”

Esad yönetiminin, mezhepçi tutumlarını bir tarafa bırakması gerekiyor. Düşmanları dost olarak gören, dostlarına düşmanca yaklaşan bu kabukla ayakta kalacağını düşünmesi yanlıştır ve bu yanılgıyı bir gün anlayacaktır.

“Türkiye’ye karşı planlanabilecek hiçbir silahlı hareketi meşru göremeyiz”

İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkesin ardından Halep’te yaşanan krizle ilgili tartışmaların bir tesadüf mü yoksa başka bir hain planın sonucu mu olduğu merak konusudur. Zafer çığlıkları atılırken aynı zamanda felaket çanlarının çaldığı bir durumda, her hangi bir silahlı çatışmanın doğmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu noktada, Suriye’nin kuzeyindeki durumu dikkatli bir şekilde değerlendirmeliyiz. Sınırlarımızda silahlı grupların faaliyet göstermeleri ve her türlü tehdit oluşturmaları karşısında sormamız gereken sorular açık ve nettir; Neden burada bulunuyorlar ve hangi hakla bu bölgeye yerleşiyorlar?

“Tel Rıfat, alçaklardan temizlendi, şimdi Menbiç’e geçilmesi gerekmektedir”

ABD ve Rusya’nın sözlerini tutmadığı artık herkesçe biliniyor. Moskova Mutabakatı, kısmen bir çatışmasızlık ortamı sağlamış olsa da, tüm bu çabaların hedefinin zedelenmesine neden olan çok sayıda aktör olduğu açıktır. Tel Rıfat, insan suretinde dolaşan tehlikelerden arındırılmış durumda; umarım Menbiç de aynı akıbetle karşılaşır. Terör örgütleriyle arasına mesafe koymayan DEM Parti’nin tutumu ise kabul edilemez bir zafiyettir ve gelişmelerin Kürt kardeşlerimizle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

TIKLAYIN – Bahçeli, piyasadaki “sahte dolarlar” hakkında “operasyon” ifadesini kullandı: Külliyen yalan ve yanıltmadır!

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir